Menemenin Sesi Gazetesi’nin zorluklarını, ülkenin basın açısından zorluğunu kavrayamayan bazı arkadaşlar gazetenin arkasına saklanarak birilerine taş atmayı istiyorlar. Oysa bu davranışın pek çok sonucu var. 25 yılını geride bırakan Menemen’in Sesi Gazetesi’ni kapattırabilir, durup dururken ceza almasına neden olabilir veya itham edilen insanların hışmına uğratabilir. Bugün bütün bunlar karşısında Menemen’in Sesi Gazetesi’nin ve benim hangi güvencemiz var. Böyle içeriklere girecekseniz bu kişisel olarak sizi bağlar. Aklınızdakileri gelişi güzel yazmak için bir araç olarak gazete uygun değil. ‘Sosyal Medya’ diye herkese açık platformlar var. Kişisel düşüncelerinizi oradan yazarak paylaşabilirsiniz. Bunun önünde hiçbir engel yok. Ama somut dayanakları olmayan, belgesi, şahidi bulunmayan konuların buradan yayınlanması bizim yayıncılık ilkelerimize, prensiplerimize uygun değil. Bize yapılmasını istemediğimiz hiçbir şeyin bizim üzerimizden bir başkasına yapılmasına da fırsat veremeyiz. Gerçekten bir suç görüyor ve buna inanıyorsanız bu konuyu yargıya taşıyın. Takip edin ve sonuçlandırın. Aranızda çok sayıda hukukçu var. Birisi bir zahmet ücretsiz olarak bu sorumluluğu üstlensin. Diğerleri de yanında dursun ve bizde böyle düşünüyoruz, davacıyız desinler. Mahkemede ithamda bulunduğunuz insanlarla karşı karşıya geldiğinizde, onların gözlerinin içerisine bakarak yaptığınızın doğru olduğuna onları da inandırın. Aksi takdirde durup dururken hiç ön görmediğiniz yeni sorunlara, yeni kırgınlıklara, yeni alınganlıklara, en önemlisi de yeni düşmanlıklara neden olabilirsiniz. Biz bu konuyu izliyor olacağız. Bir gün, bir aşamada, bir haber değeri ortaya çıkarsa, bunu da kamuoyuyla paylaşmak adına üstümüze düşeni elbette ki yine tarafsız bir yayın anlayışıyla, yorumsuz olarak yaparız. Tıpkı geçmişte Serdar Aksoy ile ilgili, Tahir Şahin ile ilgili, en son da Aydın Pehlivan ile ilgili konularda yaptığımız tarafsız haberler, gazetemizin prensipleri, ilkeleri ve basın etik kuralları çerçevesinde yaptığımız köşe yorumlarımız gibi. Ne kimseyi rencide etmeyi düşündük ne de utanmak durumunda kaldık. Zaman zaman birileri bu tavrımızdan rahatsız da olsa, biz hep doğru olanı yapmaya özen gösterdik. İşimizi yaparken hiç kimsenin hakkına hukukuna saldırmamaya, ithamda bulunmamaya özen gösterdik. Geçen zaman herkesin hakkını teslim ediyor zaten. Biz işimizi yaparken yazılarımızda bahsettiğimiz insanların kendilerinden ibaret olmadıkları farkındalığı ile yazdık. Hala öyle yapıyoruz. Yeterince düşünülmeden, danışılmadan kurulmuş yanlış bir cümlenin, yanlış bir kelime tercihinin, yanlış bir imanın sadece bahsi geçen kişiyi değil, onun eşini, çocuğunu, annesini, babasını, sevdiklerini, sosyal çevresini de inciteceğini biliyoruz. Sebep olunacak bir haksız ithamın özürle de tamamen giderilmesinin mümkün olmadığını da biliyoruz.
Empati yaparsanız anlarsınız. Biz böyle şeyler yapamayız.
Ayrıca bizim bu tavrımızdan dolayı bizim birileriyle anlaştığımızı ya da birilerine satıldığımızı düşünecek, söyleyecek kadar zavallı insanlarında olduğunu bilmek kötü hissettiriyor. Daha da kötüsü bu insanlar sözüm ona yakın çevremizde bulunanlar.
Şaşırdık mı? Hayır.
Çünkü taş hiçbir zaman uzaktan gelmiyor. Satıldığımızı, anlaştığımızı iddia edenlerin bu iddialarını ispatlamaları gerekiyor. Birilerinin arkasına saklanarak, birilerinin dolduruşlarına gelerek iftirada bulunmanın da bir bedeli olmalı. İşte apaçık buradayız. Bizim kiminle anlaştığımızı, kime satıldığımızı iddia ediyorsanız hemen ispatlayın. Satıldığımızı düşündüğünüz insanlar ölmemişler, hala hayattalar, hala Menemendeler… Gidin Menemen’in Sesi’ni hanginiz satın aldınız diye bir sorun? Soramazsınız ki? Çünkü en kolayı çamur at izi kalsın. Sizlerde kolay olanı yapıyorsunuz. Cesarette herkeste bulunan bir şey değil. Ne eğitimle, ne parayla nede makamla bir ilgisi yok. Doğrudan yetiştirilme biçiminiz ve karakteriniz ile ilgili bir durumdur.
Dile kolay. Herkesin bir kulp takmaya çalıştığı 25 yılı geride bıraktık.
Acemiliklerimiz de oldu. Yanlışlarımızda. Ama tüm olup bitenlerden dersler çıkardık. Kendimizi, ekibimizi, işimizi geliştirdik. Dün bize çamur atanlar bugün kendi çamurları içerisinde kayboldular. Biz hala buradayız.
Bundan sonrada çamur atanlar, iftirada bulunanlar olmaya devam edecektir. Bu bizim doğru yolda olduğumuzun göstergesi.
Siz ithamda bulunur ama soramazsınız biliyorum. Yardımcı olayım öyleyse. Bizi kim satın almış? Serdar Aksoy mu? Tahir Şahin mi? Aydın Pehlivan mı? Umarım birisi çıkıp ben aldım der bizde öğrenmiş oluruz. Herkesi kendiniz kadar ucuz ve satılık sanmakla en büyük hatayı yapıyorsunuz.

Dert Ne?
Bir süredir gazetemizde yazan Suphi beyin yazı içeriğini doğru bulmamak. Dilerseniz yazıyı yayınlayalım sonuçlarını birlikte görelim ne dersiniz? O yazıda adı geçen kişi siz ve aileniz olsaydı ne hissederdiniz? İthamda bulunduğunuz insanlarda aynı şeyleri hissedeceklerdir.

Peki başka bir soru daha sorayım.25 yıldır Menemen’in Sesi Gazetesi’ne bir gün, birinizin, bir kuruşluk katkısı mı oldu da birde kalkmış ithamda bulunup hesap soruyorsunuz?

Birilerini beğenmeyebiliriz, sevmeyebiliriz, desteklemeyebiliriz ama bu onu kötü biri yapmaz. Bu ona iftara atma hakkını hiçbirimize vermez. Koca koca insanlarsınız. Ayıptır.

Böyle bir konuda yazmak zorunda kaldığım için tüm okurlarımızdan özür diliyorum.

Saygılarımla.