TIBBİ ATIK YARGIYA TAŞINDI

19 Şubat 2016 Cuma   08:00

TIBBİ ATIK YARGIYA TAŞINDI

Menemen-Ahıhıdır Mahallesi 576 ada, 1 parselde bulunan (atıl durumdaki) 65 bin dönümlük yüzölçümlü taşınmaz üzerinde 6 bin metrekarelik alanda, İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi´nin ?Tıbbi Atık Sterilizasyon Tesisi? yapılması kararının iptali için Menemen Sol Sahil Sulama Birliği yargıya başvurdu.

13 Ocak 2016 tarihli İzmir Büyükşehir Belediye Meclis kararının iptali yanı sıra Çevre ve Şehircilik Bakanlığı´nın ÇED gerekli değildir kararının iptali için de 12 Şubat 2016 Cuma günü İdare Mahkemesi´ne iki ayrı başvuruda bulunuldu.

?Türkiye TARIM ve EKONOMİSİ için son derece hatalıdır?

Dava dilekçesinde: ?Adı geçen Meclis Kararı ile ÇED gerekli değildir kararı dayanak yapılmak suretiyle Türkiye´nin en büyük ve en verimli (birinci sınıf) pamuk, buğday, bağ ve meyve bahçelerinden oluşan tarım arazisinin neredeyse YOK olmasına yol açacak şekilde, bölgedeki tarım arazisinin tam ortasına bir tıbbi atıkları içerir çöp tesisi kurulması kararlaştırılmıştır. Alınan bu karar sadece bölge için değil tüm Türkiye TARIM VE EKONOMİSİ için son derece hatalıdır. Şöyle ki:

-Söz konusu alan İzmir Büvüksehir Belediyesince hazırlanan 1/25 bin ölçekli Nazım İmar Planında tarım arazisi olarak gösterilmiş ve yine Çevre Bakanlığınca hazırlanan 1/100 bin ölçekli Nazım İmar Planında tarım arazisi olarak tescillenmiştir. Mutlak tarımsal arazilerinin farklı amaçla kullanılması Uluslararası Sözleşmelere, Anayasa ve Çevre Yasalarına aykırıdır.

Alınan bu kararın uygulanması ülke ekonomisine çok büyük zarar vereceği gibi tüm Menemen Ovasındaki tarlalar zarar görecek, bölgenin tüm çiftçileri mağdur olacaktır. Bilindiği üzere pamuk üretimi her yerde yapılamamakta toprak ve iklim koşulları çok kısıtlı bölgede verimli pamuğun üretimine izin vermektedir. Bahsi geçen bölge pamuk tarımına uygun verimli araziye ve iklim koşuluna sahip olup ülke ekonomisine çok büyük katkıda bulunan ve de kalite bakımından çok yüksek pamuğun üretildiği bir bölgedir. Aşağıda açıklayacağımız üzere tesisin bulunduğu arazi yok olmakla kalmayacak tüm çevre parsellerdeki tarım üretimi olumsuz etkilenecektir. Bu kararla ülkemizin en verimli ve büyük tarım arazilerinden birinin sonu hazırlanmıştır. Ekolojik dengelerin bozulduğu günümüz dünyasında küresel ısınma, sel felaketleriyle tarımsal arazilerin hızla yok olmasına tüm dünya dehşetle izlemekte iken insan eliyle bu kadar büyük oranda tarım arazilerinin yok edilmesi akıl ve mantığa sığmamaktadır.

-Söz konusu arazide Dünya Bankası kredisi ile toprak ıslahı için yer altı drenajları döşenerek birinci sınıf tarım arazisi olarak tescil edilmiştir. Devlet Su İşlerinin tüm sulama kanalları, anılan arazi içinden geçerek tüm bölgeye su dağıtmaktadır.

?Mutlak Tarım Arazisi Oluşu Göz Ardı Edilmiştir?

-Sulak tarım arazilerine kurulacak atık testlerinde çevresel etkinin araştırılması mutlak zorunluluk olduğu gibi bölgede kadastral yolların bulunmavışı, naklin birinci sınıf tarım arazilerinin ortasından sağlanacak oluşunun göz ardı edilmesi yasaya aykırıdır. Her ne kadar Tıbbi Atık Bertaraf Tesisi Yönetmeliğinde yapılan değişiklik ile yasadan ?sulak arazi? ibaresi çıkarılmış ise de adı geçen bölgenin 5403 sayılı Tarımsal Arazileri Koruma Kanunu kapsamında MUTLAK TARIM ARAZİSİ oluşu göz ardı edilmiştir.

-Söz konusu tesisin Gediz Üniversitesine yakınlığı göz önünde tutulmalıdır.

-Yer, yerleşim alanına çok yakın mesafede olup tüm yerleşim alanları bundan olumsuz etkilenecektir.

-İzmir Büyükşehir Belediyesine ait tüm bölgeye İÇME SUYU veren İZSU´ya ait kuyular bölgeye 300 m uzaklıktadır.

-Bölgeye hakim olan kuzey rüzgarların estiğinde civardaki 20 bin dönümden fazla arazi bundan olumsuz etkilenecek, tıbbi atık sızıntıları yan parsellerin kirlenmesine neden olacaktır.

-Söz konusu ovada 140 bin dekar pamuk ekimi, kalan 60 bin dekarda da mısır, üzüm, hububat, meyve, sebze, zeytin, bostan ve yem bitkileri yetiştirilmektedir. Tüm bu ürünler ve tarımcılık olumsuz etkilenecektir.

Bölgede söz konusu tesisin yapılabileceği kıraç ve atıl durumda olan pek çok alan bulunabilecekken tarım arazisini katlederek bu tesisin yapılmasının kararlaştırılması akla durgunluk vermektedir. Ülkemizde genel olarak Belediyelerin kurduğu tıbbi atık

bertaraf tesisleri, katı atık tesislerinin bitişiğinde kurulmuş olup, coğrafik yapı olarak tepelik arazide, hakim rüzgarların olduğu, şehir ve tarım arazilerinin uzağındadır. (Manisa, Ankara ve İstanbul bunların en büyük örnekleridir)

Yolu Olmayan Tesis

Bir an için kurulacak tesisisin alınacak önlemlerle çevreye hiçbir zarar vermeyeceği düşünülse dahi;

* Bölgede görüntü kirliliği oluşacaktır.

* Yerleşim birimlerine yakınlığı ve kurulacak noktaya sağlıklı ve yeterli kadastral ulaşım ağının bulunmayışı sebebi ile nakil bölgede çok büyük bir tehdit oluşturacaktır

* Bölgede böyle bir tesisin kurulmasına yol açıldığı taktirde yeni tesisler kurularak alan genişleyecek ve ileride katı atık vb. tesislerin hızla kurulmasına neden olacaktır.

Tüm bu nedenler ve davanın toplumsal önemi, çevre ve ekonomik açılardan kamusal yönü nedeni ile alınacak bilirkişi raporlarında yer alacak sair hususlar nedeni ile İzmir Büyükşehir Belediyesinin 13.01.2016 tarih 97509404. 301.05.71 nolu Meclis kararının iptali talebi ile mahkemenize başvuruyoruz? şeklinde ifade edilmiştir.

Haber: S. Derya BOSUT

 

 

 

 

 

 

 

 

 

                                                     

 

 

 



Sayfa Adresi: http://www.menemeninsesi.com.tr/haber/TIBBI-ATIK-YARGIYA-TASINDI/2161