Kronik hastalıklar doğrultusunda uygulanan diyet programlarını bugün biraz bu konunun dışında tutup kilo alma verme programlarını ele almak istiyorum. Prosedür nasıldır nasıl ilerlenir bir duyumumuz vardır. Aşağı yukarı birçoğumuzun bir diyet geçmişi olmuştur. Mevcut durum değerlendirilir, belirlenen hedeflere ulaşmak doğrultusunda program hazırlanır vs vs. Tam motivasyonlu başlanır birkaç hafta iyi ilerlenir. Zaman geçtikçe bir bakmışız yaptığımız başlangıçtan eser kalmamış. Bana göre temelde yatan asıl sorun hedef odaklı gitmemiz ve bu hedef doğrultusunda ilerlememiz. Evet, herkesin her konuda bir hedefi olmalı bu konuda hemfikiriz ama iş beslenmeye gelince asıl kullanmamız gereken hedef değil ideal kelimesidir. Çünkü hedefler değişebilir yaşam şartlarına göre şekil alabilir ama bir insanın ideali hep aynı kalır. Eğer kendi idealimizi belirleyip hayatımız boyunca bu ideal çerçevesinde ilerlersek daha kalıcı sonuçlar elde etmiş oluruz. Sıkı bir beslenme programı yerine daha esnek şartlarda yaşam tarzımız haline gelebilecek kendimizi zorlamayacağımız, aksine daha mutlu ve sağlıklı hissedebileceğimiz bir beslenme programını benimseyerek şu diyet kelimesinin verdiği ızdırap haline gelen ruh halinden de çıkmış oluruz.

Geçici değil kalıcı çözümler üretmek her zaman daha doğrudur. Hedef süresince yasaklardan kaçmak veya normalin dışında bir efor sarf etmek kalıcı değildir. Sağlıklı ve kişiye uygun bir beslenme programında da esas amaç dengedir. Her türlü besin ile kurulan bir denge. Lütfen yemek yemek kadar güzel ve insanoğlu için elzem olan bir aktiviteyi sancılı süreçlere dönüştürmeyin. Üç kilo verip beş almayın veya hiçbir beslenme programından da kısa sürede mucize sonuçlar beklemeyin.

Birde şu diyete aybaşı başlanır, pazartesi başlanır algısı var birçoğumuzda. Soruyorum size neden? Hayatımızla ilgili yaptığımız her güzel başlangıç pazartesiye mi denk gelir?