toprak çanakları 2 gözüm gittiğin gibi
sıralamışlar
yol üstüne
karası kırmızısı,
sarısı yeşili,
elvanlısı.
hasır şapkalar
gerdandan bağlamalı.
satıcı çocuk
takmış başına
aynısından
zemheri ayında
soğuktan bana ne
misali.
testiler
irili ufaklı,
kimisi dik,
kimi yatmış yana,
ama hepsi de kulplu
meydan okur gibi
sümerden geri
geçen yıllara.
alsam neye yarar
ben çocukluğumu
vermişim
bu yola
bu bahçelere
dönme
iki gözüm
yavaşça
gel
ayaklarının ucuyla
sessizce
çıt çıkmasın
duymasınlar
bilmesinler
döndüğünü
ilişiver
şöyle yamacıma
bırak
kucağındaki
hüzünleri
keşkeleri
dostum,
boş kalsın
ellerin
onlarla
çok
işimiz
var