Duvarların sıvaları ve boyası dökülmüş paket taşlı bahçede tekerlekleri eskimiş
arabamla oynarken tanıştım o kargayla. Ben yürüdükçe yürüyor durunca anlamlı bir şekilde
yüzüme bakıyordu. Dili olsa konuşacaktı. Belki konuşuyordu ama benim dilimde değil.
Kemal koşarak gelince kuşum korkudan uçup duvarları telle çevrili olan bahçenin
demirlerine kondu. O anda göğü gördüm, kızdım Kemal’ e kuşumu korkuttun dedim. Tam o
sırada o cadı kadının sesini duydum “Herkes içeri.” Kim karşı gelebilirdi ki ona. İstemeyerek
de olsa girmek zorundaydık, o kötü kokulu nemli odaya. Duvarların rengi sapsarıydı. Eh
Emine abla yine sigara içmişsin, annemin öksürüğü kabaracak yine. Songül abla kahveyi
taşırmış yanık kahve kokusu içime işledi. Oyuncak ayım ne kadar kirlendi her seferinde
annem bir dahaki banyoda yıkarız diyor artık söylemiyorum yıkarız diye. Nasıl olsa pisliğin
her türüne alıştım. Ya o cadı kadının kapıları kilitlemesi gece rüyalarıma giriyor, hep üzerime
kapılar kitleniyor. Ayten ablanın Kur’an okuması huzur veriyor herkese, o bitiyor Leyla abla
başlıyor şarkı söylemeye. Sabiha Teyze boncuktan teşbih yapıyor. Yanına gittiğimde bak
hayallerimi diziyorum diyor. Kendi kendime hayal ipe dizilir mi diyorum. Ben dizsem benim
hayallerim ne renk olurdu acaba bizimkiler ve televizyondaki haberler sürekli affı
konuşuyorlar. Ama ben anneme soramıyorum üzeceğim diye biz af olacak mıyız acaba.
Bugün bahçedeki kuşuna anlattım af çıkarsa bende senin gibi buradan uçup gideceğim.
Oda sanki bana nasıl olacağını göstermek ister gibi ayak parmaklarının arasına yerdeki
küçük oyuncağımı kavrayıp uçup gitti. Şaşkındım arkasından baka kaldım ama kızmadım
ona sır verdim. Oda bana aynı böyle eşyalarını alıp gideceksin dedi. İçerden feryatlar
yükseliyordu. Koşarak içeri girdim. Herkes ağlıyordu kimisi affedildiği için sevinçten, kimisi
affedilmediği için üzüntüsünden. Anneme hiçbir şey sormadan o yeşil gözlerindeki yaşları
sildim. Bana bakarak başını iki yana salladı. Anladım ki af olmamışız. Koşarak pencereye
gittim. Demir parmaklıklara uzun uzun baktım. Başımı yukarı kaldırarak duvarın üstündeki
kuşlara seslendim.
OYUNCAĞIMI GERİ GETİRİN,
ÖZGÜRLÜĞÜM BAŞKA BAHARA KALDI.
Sevgiler.