![]() |
Yaşamaya gelmek gibi nedensiz bir başlangıçtır Tiyatro;nedeni ve amacı yaşandıkça bulunan.Başlamanın kolay,nedensiz,basit olduğu ama bırakmanın yüreği acıttığı bir başlangıçtır belki de ?her şeye bir cevaptır soluk almaktaki ritim,göz kırpmadaki incelik ve el uzatmadaki estetik.Ama çoğu zaman bir cevabı yoktur ?Neden Tiyatro?nun ?Çünkü yaşamanın nedeni olmaz ki? Her insan limanını arayan bir gemidir ve rüzgarını bekler.Çoğu zaman nerden geldiğini bile bilmediği bir fırtınaya kapılıp gider;isimsiz bir limana.Fırtına dindiğinde beğenmemişse o rıhtımı küreklere kolay gele o zaman.İşte tiyatro öyle bir liman ki; hangi rüzgar,hangi fırtına ve hangi rastlantıyla yanaşırsan yanaş demir atıyorsun,hem de öylesine ki o demiri denize değil de yüreğine atıyorsun hani çıkardığında denizi değil de içini parçalarcasına, yararcasına?Dökülen her gözyaşının bir öyküsü vardır.Ölümdür çoğunun,çoğunun ayrılık,aşk belki de,belki de yalnızlık.İşte bunların toplamıdır tiyatrodaki gözyaşı;döküldüğü yerde mor menekşeler yetiştiren,döküldüğü yerde mutluluk kahkahaları kopan.Ve vardır her kahkahanın bir anlatısı.Komik bir öykü,iyi bir espri yada açık bir fermuar.İşte bu kahkahaların toplamıdır tiyatrodaki gülen yüz;aydınlık bir gelecek gibi, tertemiz bir çocuk yüzü gibi,sevgisini bekleyen taze yüzlü bir gurbet kadını gibi... İnsan neden yemek yediğini bilebilir,neden su içtiğini,neden uyuduğunu,belki de bir kıza neden aşık olduğunu bile.Ama insan bilemez tiyatroyu neden içinden söküp atamadığını ,o sonsuz yolculukta neden kaybolduğunu.Çünkü yaşamaya gelmek gibi nedensiz bir başlangıçtır ama ölesiye bir tutkudur Tiyatro?Tutkularımız sevgiyi,tutkularımız barışı,tutkularımız yaşamanın kutsal ninnisini ve tutkularımız daha insan tarafımızı anlatmaya devam etsin diye;daha TİYATRO,hep TİYATRO,İNADINA TİYATRO?